Zamanında zeki aynı zamanda da yaramaz iki kardeş varmış. Anneleri bu iki kardeşle kolay kolay baş edemiyormuş. Bunları son çare olarak alim bir zata götürmüş. Bu alim zate çok bilgili birisiymiş. Çocuklar ne sorarlarsa alim zat cevaplıyormuş. İki kardeş bu durumdan rahatsız olmaya başlamış ve alim zata öyle bir soru soralım ki cevaplayamazsın demişler. Aradan biraz zaman geçmiş kardeşlerden büyük olanın akına bi şey gelmiş.
Ona öyle bi soru soracam ki cevaplayamayacak demiş.
Kardeşlerden küçük olanı ne soracaksın peki demiş.
Büyük kardeş cevaplamış:
Elime bir kelebek alacağım alime soracağım elimdeki kelebek canlı mı ölü mü diye. Eğer ölü derse elimi açıp kelebeğin uçmasını sağlayacağım. Eğer canlı derse de elimle sıkıp kelebeği öldüreceğim demiş.
İki kardeş kelebeği alıp alimin yanına gitmişler. Büyük kardeş alime sormuş.
Elimde kelebek var sence canlı mı ölü mü?
Alim biraz düşünmüş ve cevaplamış:
“Senin elinde evladım, senin elinde! Canlı kalması da senin elinde, ölü olması da…” diye cevaplamış.